11. HUD / 72Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Dedi ki:
"Vay halime! Doğuracak mıyım ben!?
Ben acz içindeyim! Bu… kocam da şeyh!
Muhakkak bu, elbette/kesinlikle acayib şeydir." | قَالَتْ يَا وَيْلَتٰٓى ءَاَلِدُ وَاَنَا۬ عَجُوزٌ وَهٰذَا بَعْل۪ي شَيْخاًۜ اِنَّ هٰذَا لَشَيْءٌ عَج۪يبٌ | .72 | 72 |
kâlet Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
veyletâ Kök: VYLKelime: veylexoxox Kök Anlam: ✦ Vay hâline, yazık, vay! anlamlarında hayıflanma ünlemi. Tehdid manasında kullanılan azab kelimesidir.
✦ Felaket, hüzün ve hüsran.
✦ Cehennem'de bir çukur ismi veya Cehennem'in bir kapısı. Kelime Anlam:
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
elidu Kök: VLDKelime: vildFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kök Anlam: ✦ Doğmak. Doğurmak. (yuvled: doğurmak, yuled: doğurulmak)
✦ Neden olmak. Yol açmak. Kelime Anlam: ✦ Doğmak. Doğurmak. (yuvled: doğurmak, yuled: doğurulmak)
✦ Neden olmak. Yol açmak.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ene Kök: zamirKelime: eneZamir Kelime Anlam:
acûzun Kök: A:CZKelime: acuzİsim, Dişil
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
hâzâ Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
ba'lî Kök: BA:LKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
şeyhan Kök: ŞYH:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
hâzâ Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
şey'un Kök: ŞYeKelime: şeyİsim, Eril Kelime Anlam: Nesne, şey. İstemek, dilemek.
acîbun. Kök: A:CBKelime: acayibİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Şaşırmak. Beğenmek. Hoşuna gitmek. Çok acayib. Pek tuhaf olan. Taaccüb, şaşma, hayret. Garib, hoş, latif ve nadir-ül vücud olduğundan bir şey için inkar ve istiğrab etme hali. | | | | |
Diğer Meal: Karısı, “Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı ve bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Gerçekten bu, çok şaşılacak bir şey!” dedi.
|
11. HUD / 73Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Dediler ki:
"ALLAH'ın emri mi acayib geldi!?
ALLAH'ın rahmeti ve O'nun bereketleri üzerinize olsun, ehl-i beyt!
Muhakkak ki O, hamidtir, mecidtir." | قَالُٓوا اَتَعْجَب۪ينَ مِنْ اَمْرِ اللّٰهِ رَحْمَتُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ عَلَيْكُمْ اَهْلَ الْبَيْتِۜ اِنَّهُ حَم۪يدٌ مَج۪يدٌ | .73 | 73 |
kâlû Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
ta'cebîne Kök: A:CBKelime: acebFiil, 2.nci, Dişil, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Şaşırmak. Beğenmek. Hoşuna gitmek. Çok acayib. Pek tuhaf olan. Taaccüb, şaşma, hayret. Garib, hoş, latif ve nadir-ül vücud olduğundan bir şey için inkar ve istiğrab etme hali.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
emri Kök: eMRKelime: emirİsim, Eril Kelime Anlam: Emredici olan. Seyyid. Şerif. Yüksek rütbeli zabit. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi. Büyük ve meşhur bir soydan gelen. Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen. Zengin. Kelime Anlam: İş buyurma. Buyurulan şey. Madde, husus, hadise.
llahi Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
rahmetu Kök: RHMKelime: rahmetİsim, Dişil Kelime Anlam: Rahm kökünün mastarıdır. Merhamet, acımak, şefkat etmek. İhsan etmek. Esirgemek.
llahi Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
berekâtuhu Kök: BRKKelime: bereket ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Bolluk. Çokluk. Feyiz. Lütuf. İhsan. Uğurluluk. Meymenet, saadet.
aleykum Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
ehlel Kök: eH!LKelime: ehlİsim, Eril Kelime Anlam: Yabancı olmayan, alışık olduğumuz. Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli. Halk, umum, nâs. Bir memleketin yerlileri, bir memlekette oturanlar, yaşayanlar.
beyti Kök: BYTKelime: beytİsim, Eril Kelime Anlam:
innehu Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
hamîdun Kök: HMDKelime: hamidİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Hamdedilmeye layık olan.
El Hamid : Herkes de herşey de hayatından memnundur. Kelime Anlam:
mecîdun. Kök: MCDKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Melekler, “Allah’ın emrine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketi size olsun ey (peygamber ocağının) ev halkı! Şüphesiz O, övülmeye lâyıktır, şanı yücedir.” dediler.
|
11. HUD / 74Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Ardından, İbrahim'den rav zehab olduğunda ve büşra verildiğinde, Lut Kavmi hakkında BİZ'imle cedel etti. | فَلَمَّا ذَهَبَ عَنْ اِبْرٰه۪يمَ الرَّوْعُ وَجَٓاءَتْهُ الْبُشْرٰى يُجَادِلُنَا ف۪ي قَوْمِ لُوطٍۜ | .74 | 74 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
lemmâ Kök: harfKelime: lemmaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Hükme olumsuz anlam verir. Vaktâki, o zaman. / Henüz / İstisna için: "İllâ" yerinde de olur.
zehebe Kök: Z!H!BKelime: zehbFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kök Anlam: ✦ Gitmek. Gönderilmek.
✦ Sapmak, gidilen yoldan ayrılmak. Doğru olandan yanlış olana çevrilmek, dönmek.
✦ Değerini değiştitmek veya aldatmak için bir şeyle kaplamak.
✦ Altın kaplamak. Kelime Anlam: ✦ Gitmek. Gönderilmek.
✦ Sapmak, gidilen yoldan ayrılmak. Doğru olandan yanlış olana çevrilmek, dönmek.
✦ Değerini değiştitmek veya aldatmak için bir şeyle kaplamak.
✦ Altın kaplamak.
an Kök: harfKelime: anKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
rev'u Kök: RVA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
câethul Kök: CYeKelime: caeFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman
buşra Kök: BŞRKelime: buşraİsim, Dişil Kelime Anlam: Sevinç eseri. Müjde. Sevinçli, hayırlı haber. İncil'in bir ismi.
yucâdilunâ Kök: CDLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
kavmi Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
lûtın. Kök: LVT:Kelime: lutÖzel İsim | | | | |
Diğer Meal: İbrahim’in korkusu gidip, kendisine müjde gelince Lût kavmi hakkında bizim (elçilerimiz)le tartışmaya başladı.
|
11. HUD / 75Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Muhakkak İbrahim, elbette/kesinlikle halim, evvah, münibdir. | اِنَّ اِبْرٰه۪يمَ لَحَل۪يمٌ اَوَّاهٌ مُن۪يبٌ | .75 | 75 |
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
ibrâhîme Kök: BRH!MKelime: ibrahimÖzel İsim
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
halîmun Kök: HLMKelime: halimİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Yumuşak huylu. Hoş muamele yapan.
El Halim : Yumuşak muamele. YUMUŞAKLIK SAHİBİ. Suçluların cezalarını derhal vermek iktidarında olduğu halde sonraya bırakan ve yumuşak muamele eden
evvâhun Kök: eVH!Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
munîbun. Kök: NVBKelime: munibİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril Kelime Anlam: Hakk'a yönelen, günahları terk ile hakka dönen. / Pişman olup dönen. / Kâinattan yüzünü çevirip Bâki-yi Hakiki'ye yönelen. / Güzel yağan faydalı yağmur. Bereketli ve verimli bahar. | | | | |
Diğer Meal: Çünkü İbrahim çok içli ve Allah’a yönelen bir kimseydi.
|
11. HUD / 76Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | "Ey İbrahim!
Bundan iraz et... muhakkak Rabbinin emri kat'iyyetle gelmiştir! Muhakkak onlara, redd olunamayacak azab verilecektir." | يَٓا اِبْرٰه۪يمُ اَعْرِضْ عَنْ هٰذَاۚ اِنَّهُ قَدْ جَٓاءَ اَمْرُ رَبِّكَۚ وَاِنَّهُمْ اٰت۪يهِمْ عَذَابٌ غَيْرُ مَرْدُودٍ | .76 | 76 |
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
ibrâhîmu Kök: BRH!MKelime: ibrahimÖzel İsim
a'rid Kök: A:RD:Kelime: arız ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Dünya malı. Geçici olmak. Sonradan olan şey. Gelen. Tesadüfî vakıa. Takılan. Yapışan. Kalın ve geniş bulut. Dağ, bulut. v.s. gibi görmeye mâni olan herşey. Bir şeyin zâtına ve hakikatına ait ve lâzım olmayıp başka bir varlıktan bazan vâki ve kaim olan. Ön dişlerin haricindeki onaltı dişin herbiri. Hasta olduğundan dolayı kesilen deve. Seyrek sakallı kimse. Yanak. Bir şeyi arz ve takdim edici olan.
an Kök: harfKelime: anKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
hâzâ Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
innehu Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
kad Kök: harfKelime: kadKelime Anlam: Kesinlik, kat'iyyet bildirir. Fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir.
câe Kök: CYeKelime: caeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
emru Kök: eMRKelime: emirİsim, Eril Kelime Anlam: Emredici olan. Seyyid. Şerif. Yüksek rütbeli zabit. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi. Büyük ve meşhur bir soydan gelen. Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen. Zengin. Kelime Anlam: İş buyurma. Buyurulan şey. Madde, husus, hadise.
rabbike Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
innehum Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
âtîhim Kök: eTYKelime: itaFiil, İF'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
azâbun Kök: A:Z!BKelime: azabİsim, Eril Kelime Anlam: Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem.
gayru Kök: G:YRKelime: gayrİsim, Eril Kelime Anlam: Diğer. Başka, başkası. Rakib. Yabancı. Artık. (kıskançlık içerir) (İstisnâ edâtıdır. Başlarına getirildiği kelimeyi nefy yapar.)
merdûdin. Kök: RDDKelime: merdud ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Elçilerimiz, “Ey İbrahim bundan vazgeç! Çünkü Rabbinin emri kesin olarak gelmiştir. Şüphesiz onlara geri döndürülemeyecek bir azap gelecektir” dediler.
|
11. HUD / 77Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Rasullerimiz Lut'a geldiğinde...
✦ onlara sui oldu...
✦ ve onlara zira ederek dıyk oldu.
Dedi ki:
"Bu asib yevmdir!" | وَلَمَّا جَٓاءَتْ رُسُلُنَا لُوطاً س۪ٓيءَ بِهِمْ وَضَاقَ بِهِمْ ذَرْعاً وَقَالَ هٰذَا يَوْمٌ عَص۪يبٌ | .77 | 77 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
lemmâ Kök: harfKelime: lemmaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Hükme olumsuz anlam verir. Vaktâki, o zaman. / Henüz / İstisna için: "İllâ" yerinde de olur.
câet Kök: CYeKelime: caeFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman
rasulunâ Kök: RSLKelime: rasulİsim, Eril Kelime Anlam: Taşıyıcı. Elçi. Getiren ve götüren. / Rasul bir gövde değil, manevi bir sıfattır. Elle tutulup, gözle görülmediği halde; tutan elleri, gören gözleri, hatta kalpleri bile kumanda eden, yetkisi altında tutan, mutlak yürürlüğünü icra eden mücerret ve manevi bir sıfattır. / Kendisine kitap verilmemiş olan, kendisinden önceki inzal edileni devam ettiren Allah elçisi. / Huk: Tasarrufta hakkı olmaksızın, birisinin sözünü olduğu gibi bir başkasına bildiren kimse. / Allah'tan kuluna, kulundan da Allah'a taşıyan.
lûtan Kök: LVT:Kelime: lutÖzel İsim
sîe Kök: SVeKelime: suiFiil, Edilgen, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Kötü, kötülük. Fenalık. Suç. Kötü olmak.
bihim Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
dâka Kök: D:YK:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
bihim Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
zer'an Kök: Z!RA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
hâzâ Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
yevmun Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
asîbun. Kök: A:S:BKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Elçilerimiz Lût’a gelince onların yüzünden üzüldü, göğsü daraldı ve “Bu çok zor bir gün” dedi.
|
11. HUD / 78Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Kavmi, ona hera ederek geldi... öncesinden de seyyie ameller işlemişlerdi.
Dedi ki:
"Ey Kavmim!
İşte kızlarım! Onlar sizin için daha tahirdir!
Artık ALLAH'a ittika edin! Beni zayf içinde hızy etmeyin. İçinizde reşid adam yok mu!?" | وَجَٓاءَهُ قَوْمُهُ يُهْرَعُونَ اِلَيْهِ وَمِنْ قَبْلُ كَانُوا يَعْمَلُونَ السَّيِّـَٔاتِۜ قَالَ يَا قَوْمِ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ بَنَات۪ي هُنَّ اَطْهَرُ لَكُمْ فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَلَا تُخْزُونِ ف۪ي ضَيْف۪يۜ اَلَيْسَ مِنْكُمْ رَجُلٌ رَش۪يدٌ | .78 | 78 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
câehu Kök: CYeKelime: caeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
kavmuhu Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
yuhreûne Kök: H!RA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ileyhi Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kablu Kök: K:BLKelime: kablİsim Kelime Anlam: Ön. Önce. Evvel. / Öndeki. İlerideki. Evvelki. (hem mekan hem de zaman olarak kullanılır.) // Hiç bir tecrübeye dayanmayan… sadece akıl yoluyla.
kânû Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
ya'melûnes Kök: A:MLKelime: amelFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İş. Çalışma. Bir emri veya vazifeyi yerine getirme. Bir bilginin iş olarak tatbiki. Kar, iş işleme.
seyyiâti Kök: SVeKelime: seyyiatİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Kötülük, günah, suç. Yaramazlık, fenalık.
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
kavmi Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
benâtî Kök: BNYKelime: benatİsim, Dişil, Çoğul
hunne Kök: zamirKelime: hunneZamir
atheru Kök: T:H!RKelime: atharİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Daha tâhir. En temiz. Kadınların aybaşı ve doğumdan çıktıkları zamanlar. Kelime Anlam: Temiz. Pâk. Abdesti bozacak veya guslü icab ettirecek şeylerden birisiyle özürlü olmayan. Müzikte: Makam ismi.
lekum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
tteku Kök: VK:YKelime: ittikaFiil, İFTİ'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Emir Kelime Anlam: Takva sahibi olmak. Kendisini Takva sahibi yapmak.
llahe Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
tuhzûni Kök: H:ZYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
dayfî Kök: D:YFKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
leyse Kök: harfKelime: leyseKelime Anlam: Yokluk. Mevcut olmayan. Adem. / Olmadı, değildir anlamında harf. (Bunun aslı "lâyese" idi. Yâ'yı tahfif için "leyse" oldu.) Gaflet. / Bahâdırlık, kahramanlık. / Yük çekici olmak
minkum Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
raculun Kök: RCLKelime: reculİsim, Eril Kelime Anlam: Erkek, er kişi. Mevki sahibi kimse, devlet adamı. Yaya olan.
reşîdun. Kök: RŞDKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Kavmi, (konuklarıyla çirkin ilişkide bulunmak üzere) ona doğru koşa koşa geldiler. Zaten onlar önceden de bu tür çirkin işleri yapıyorlardı. Lût, dedi ki: “Ey Kavmim! İşte kızlarım. Onlar(la nikâhlanmanız) sizin için daha temizdir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve konuklarıma karşı beni rezil etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?”
|
11. HUD / 79Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Dediler ki:
"elbette kat'iyyetle alimsin ki!… kızlarında bize hakk yoktur.
Muhakkak sen, irade ettiğimiz şeye elbette/kesinlikle alimsin." | قَالُوا لَقَدْ عَلِمْتَ مَا لَنَا ف۪ي بَنَاتِكَ مِنْ حَقٍّۚ وَاِنَّكَ لَتَعْلَمُ مَا نُر۪يدُ | .79 | 79 |
kâlû Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
kad Kök: harfKelime: kadKelime Anlam: Kesinlik, kat'iyyet bildirir. Fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir.
alimte Kök: A:LMKelime: ilimFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Bilgi.
Bilinmiş ve bilinecek olanların tümünün Hayat-ı ilahi içinde ki kümülatif varlığı. (İlm-i Küll)
Bir muhataptan, okumak, görmek, dinlemek gibi yollardan edinilen bilgi, malumat (İlm-i cüz).
Kişinin bir ilim vericiden (muallim), dıştan 5 DUYU yoluyla ve ders edinerek (talim) edindiği bilgi. Öğrenme.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
lenâ Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
benâtike Kök: BNYKelime: benatİsim, Dişil, Çoğul
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
hakkın Kök: HK:K:Kelime: hakkİsim, Eril Kelime Anlam: Batılın zıddı. Gerçek. Her sabit ve doğru olan şey. Adalet. Herkesin meşru olan salahiyeti, iktidarı, bir şey üzerindeki malikiyyeti. Dava ve iddia. Hakikate uygunluk. Pay, hisse. Münasib. Vukuu vacib, geleceği şüphesiz olan. Yapacağını yalansız yapan kimse.
El Hakk : Doğruluk fiili.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
inneke Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
ta'lemu Kök: A:LMKelime: talimFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İlim vermek, öğretmek. Yetiştirmek. Alıştırmak. Belletmek. İdman.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
nurîdu. Kök: RVDKelime: iradeFiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İstek, arzu, talep. Dilemek. Emir. Ferman. Bir şeyi yapmak veya yapmamak için olan iktidar, güç. | | | | |
Diğer Meal: Onlar, “İyi biliyorsun ki kızlarında bizim gözümüz yok. Sen bizim ne istediğimizi çok iyi biliyorsun” dediler.
|
11. HUD / 80Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Dedi ki:
"Keşke size kuvvetim yetseydi… veya şedid rükne evy edebilseydim." | قَالَ لَوْ اَنَّ ل۪ي بِكُمْ قُوَّةً اَوْ اٰو۪ٓي اِلٰى رُكْنٍ شَد۪يدٍ | .80 | 80 |
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
lev Kök: harfKelime: levKelime Anlam: Şart Edatı (Harf-i Cer). Eğer … se/sa anlamındadır.
Genellikle mazi fiiller ile kullanılır. Geçmiş zamanda gerçekleşmemiş bir eylemi ifade eder.
Bazen gerçekleşmesi imkansız olan istekleri ifade için kullanılır.
enne Kök: harfKelime: enneKelime Anlam: Şart edatı. her nerede … se/sa; her nereye … se/sa; her neresi … se/sa Kelime Anlam: İsim cümlesinin manasını masdara çevirir. “enne” tercüme edilirken; “-olduğunu, -dığını” olarak tercüme edilir. Te’kid yani pekiştirme harfidir. Cümle başında gelmez. “enne”nin ismi, “mansub”; haberi merfu olur.
lî Kök: zamirKelime: liZamir
bikum Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
kuvveten Kök: K:VYKelime: kuvvetİsim, Dişil Kelime Anlam: Kuvvet. Güç. Salâhiyyet. İktidar. Fikir. Niyet. Hasse. His. Duygu. Meleke. Kabiliyyet. Sükunette bulunan cisimleri harekete, hareket ettikleri sükunete getirmeğe muktedir olan sebeb.
ev Kök: harfKelime: evKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). yahut, veya, ya da / Tereddüt, şüphe veya iki şeyden birini seçme serbestisini ifade eder.
âvî Kök: eVYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ilâ Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
ruknin Kök: RKNKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
şedîdin. Kök: ŞDDKelime: şedidİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Sert, sıkı, şiddetli. Musibet, belâ. | | | | |
Diğer Meal: (Lût da:) “Keşke size karşı (koyacak) bir gücüm olsaydı, ya da sağlam bir desteğe dayanabilseydim” dedi.
|
11. HUD / 81Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Dediler ki:
"Ey Lut!
Muhakkak biz, Rabbinin Rasulleriyiz. Onlar sana vasl olamayacaklar.
Artık ehlin ile, geceden kata ile isra et! Sizden kimse left etmesin...
Ancak, Kadının müstesna... muhakkak o... onlara isabet edecek şeyler... ona da musibet olacak.
Muhakkak onlara vaad edilen sabahtır. Sabah karib değil midir!?" | قَالُوا يَا لُوطُ اِنَّا رُسُلُ رَبِّكَ لَنْ يَصِلُٓوا اِلَيْكَ فَاَسْرِ بِاَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ الَّيْلِ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ اَحَدٌ اِلَّا امْرَاَتَكَۜ اِنَّهُ مُص۪يبُهَا مَٓا اَصَابَهُمْۜ اِنَّ مَوْعِدَهُمُ الصُّبْحُۜ اَلَيْسَ الصُّبْحُ بِقَر۪يبٍ | .81 | 81 |
kâlû Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
ya Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
lûtu Kök: LVT:Kelime: lutÖzel İsim
innâ Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
rusulu Kök: RSLKelime: rusulİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Taşıyıcı. Elçi. Getiren ve götüren. / Rasul bir gövde değil, manevi bir sıfattır. Elle tutulup, gözle görülmediği halde; tutan elleri, gören gözleri, hatta kalpleri bile kumanda eden, yetkisi altında tutan, mutlak yürürlüğünü icra eden mücerret ve manevi bir sıfattır. / Kendisine kitap verilmemiş olan, kendisinden önceki inzal edileni devam ettiren Allah elçisi. / Huk: Tasarrufta hakkı olmaksızın, birisinin sözünü olduğu gibi bir başkasına bildiren kimse. / Allah'tan kuluna, kulundan da Allah'a taşıyan.
rabbike Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
len Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
yasilû Kök: VS:LKelime: vaslFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Âşığın sevdiğine kavuşması. Kavuşmak. Birleştirmek, ulaştırmak. Gr: Ulama, ekleme. Edb: Sözü teşkil eden cümlelerin atıf ve rabt suretiyle birbirine bağlı olarak yazılması usulü ki, buna Sebk-i Mevsul da ta'bir edilir. Bir kelimenin sonundaki harfi, bir sonraki lâfzın sesli harflerle başlayan ilk hecesine birleştirmek.
ileyke Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
esri Kök: SRYKelime: israFiil, İF'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: Yürütmek. Göndermek. Gece yürüyüşü. (sürat ve serilik içerir.)
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
ehlike Kök: eH!LKelime: ehlİsim, Eril Kelime Anlam: Yabancı olmayan, alışık olduğumuz. Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli. Halk, umum, nâs. Bir memleketin yerlileri, bir memlekette oturanlar, yaşayanlar.
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
kıt'ın Kök: K:T:A:Kelime: kataİsim, Eril Kelime Anlam: Kesmek, bölmek, ayırmak. Devre dışı bırakmak, devam edememek, çekilmek. Parça, kısım, bölüm, bir bütünden kesilmiş kısım. Nehir geçme. Yol alma
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
leyli Kök: LYLKelime: leylİsim, Eril Kelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
yeltefit Kök: LFTKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
minkum Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
ehadun Kök: eHDKelime: ehadİsim, Eril Kelime Anlam: Tek. // (Günler) Pazar günü.
El Ehad : Tek olması.
illa Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
mraeteke Kök: MReKelime: imreetİsim, Dişil
innehu Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
musîbuhâ Kök: S:VBKelime: musibetİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril Kelime Anlam: Afet. Belâ. Felâket. Hastalık. Dert.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
esâbehum Kök: S:VBKelime: isabetFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Doğruca varıp erişmek. Doğru düşünmek, matluba uygun iş işlemek. Rastlamak. Ecir, mükâfât, karşılık vermek. Doldurmak.
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
mev'ıdehumus Kök: VA:DKelime: mevidİsim, Eril Kelime Anlam: Va'din yerine getirildiği yer. Vaad etmek. Vaad. Söz vermek.
subhu Kök: S:BHKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
leyses Kök: harfKelime: leyseKelime Anlam: Yokluk. Mevcut olmayan. Adem. / Olmadı, değildir anlamında harf. (Bunun aslı "lâyese" idi. Yâ'yı tahfif için "leyse" oldu.) Gaflet. / Bahâdırlık, kahramanlık. / Yük çekici olmak
subhu Kök: S:BHKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
karîbin. Kök: K:RBKelime: karibİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Çok yakın. En yakın. Yakında. / Yakın hısım. | | | | |
Diğer Meal: Konukları şöyle dedi: “Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla ulaşamayacaklar. Geceleyin bir vakitte aileni al götür. İçinizden kimse ardına bakmasın. Ancak karın müstesna. (Onu bırak.) Çünkü onların (kavminin) başına gelecek olan azap, onun başına da gelecektir. Onların azabla buluşma zamanı sabahtır. Sabah yakın değil midir?!”
|